Ona doğru yol alanlar ancak teveccüh nurları ile yollarını bulabilir. Madem sen bir kulsun, kulluğunla zıtlaşan bütün insani vasıflardan çık. Çık ki, Hakk’ın çağrısına icabet etmiş ve O’nun huzuruna yaklaşmış olasın.
Şunu bil ki; her türlü günah ve şehvetin temeli ve kaynağı nefisten razı olmaktır. Her türlü itaat, yakaza ve iffetin kaynağı ise ondan razı olmamaktır.
Bu babda şu söylendi: nefsinden razı olmayan bir cahille yoldaş olman nefsinden razı olan bir alimle yoldaş olmandan daha hayırlıdır. Nefsine uyan alimin ilmi nerede?
Hangi kalp için ölü derler? Şu kalp için ölü derler ki; ibadetini yapamadığında üzülmez, hata ve günah işlediğinde pişman olmaz.
Bir ibadet vardır ama küçüktür ve göze batmaz. Onu hor görme, o cimri küçük ibadet kalbi diriltmeye yeter bazen.
Nefsin ordusu karanlık; kalbin askeri nurdur.
Cenabı hakk kuluna yardım edeceği zaman nur ile onun imdadına koşar.
Keşif nur için, hüküm basiret ve gönül gözü için, ikbal ve ibdar ise kalp için söz konusudur.
Ey yolcu!
Hayret vadisinde bazen şuna şahit olabilirsin: Bir kimse ki ihsan ve lütuf yolunun nezaketi ile Allah’a yönelmez bakarsın o kişi mihnet ve imtihan zincirleri ile O’na doğru çekilir.
Lütfun da hoş, kahrın da hoş demesini öğren.
Bir takım nimetlere garkolup da buna şükretmeyenin hali nedir? Şudur ki nimetler kaybolup gider,o da onların peşine düşer. Gözü bağlı bir gidiştir bu, sakın bundan.
Sen şükür ipi ile nimetleri bağlamaya bak.
Bazen durup düşünürsün, Allah katında benim yerim ve kıymetim nedir acaba diye kendi kendine sorarsın. O zaman etrafa değil kendine bak. Nerede duruyorsun? Hangi iş işliyorsun? Hangi halde bulunuyorsun? Şunu bil ki;
Senin O’ndan istediğin şeylerin en hayırlısı O’nun senden istediğidir.
Cenabı hak dilini talep ve dua için çözüp serbest bıraktığın an, ellerin gözyaşları ile semaya açıldığı an, işte o an sana ihsan iniyor demektir.
Vardığı menzilde yolların birbirine karıştığını görüp korkuya kapılma. Asıl korkulacak şey heva ve hevesin kalbine galip gelmesidir. İki şeyden birini tercih edeceğin zaman bunlardan nefsine ağır geleni seç, onu yap. Çünkü nefse ancak hak ve doğru olan şey ağır gelir.
Bil ki her kalbe nur iner, lakin o kalbi masiva ve ağyar ile dolu görünce indiği yeri terk edip gider. Kalbini aç ve temiz kıl. Hak Teala onu maarif ile doldursun.
O’nun bağış ve ihsanı gecikmez. Lakin senin O’na yönelmen gecikebilir. İnsanoğlu sevdiğinin kulu kölesi olur. Allah kendisinden başka hiçbir şeye ve kimseye kul olmanı istemez.
Ancak ve ancak Allah’a kul olanlar gerçekten hür ve serbest olabilirler. Tefekkür kalbin kandilidir, o giderse karanlıkta kalırsın.
Yolcunun duası:
İlahi beni nefsimin zilletinden çıkart, kabre girmeden önce beni şüphe ve şirkten temizle. Ancak senden yardım diliyorum, ancak sana tevekkül ediyorum, beni bırakma, beni hüsrana uğratma. Senin fazlına ve ikramına rağbet ediyorum, beni mahrum etme. Sana senin tarafına intisab ediyorum, beni uzaklaştırma. Senin kapında duruyorum. Beni kabul et!...
mustafa kutlu/arka kapak yazıları