ağırlık birimidir insan akşam olunca

biraz önce öğreniyorum ki bizim evin önündeki her gün okula giderken kullandığımız köprü göçmüş. fatma nur anlattığına göre bir tırın arkasındaki damper kopmuş, araç hızlı olduğu için damper uçmuş köprüye doğru. köprüyü koparmış atmış. film gibi. internetten kontrol ettim ölen yada yaralanan yok diyor ama hala siren sesleri, polis arabalarının sesi duyuluyor dışarıda. inşallah kötü birşey yoktur. basit bir çıkarımda bulunalım hemen; yarın demek ki bir sonraki durakta ineceğim ve bu soğukta daha çok yürüyeceğim :( geleli 3 gün oldu. 3 gündür hiç dışarı çıkmadım. sıkıldım mı çok hayret verici bir şekilde hayır. ben de şaşırdım kendime. soğuk insanın ruhunu da mı alıp götürüyor bilemedim, canım hiç bir şey yapmak istemiyor. dün bir film izledim "la haine" diye, güneyli çocukların hikayesini anlatıyordu, bir de yahudi bir güneyli vardı aralarında. bu filmi izledikten sonra karışmak için karışmak gerektiğini anladım. ne anlatmak istedim bu cümleyle. çok şey. lakin şu an onu açıklayacak iştiyakta değilim. bir başka saçmalar kısmında inşallah. akşam oldu. hava karardı. tarık tufan birşey yazmıştı bir kitabında herkes gider herşey biter umut ve dua eksik olmasın...olmasın tabi. büşra diye bir film çıkıyormuş, başörtülü bir kızla nihilist bir yazarın aşkını anlatıyormuş. bizim kızlar çok tepki verdi, ben garipsemedim, garipseyemedim. normalliğimi de mi kaybettim allah'ım...kızların aşık olamaması için hiçbir sebep yok aslında, çok basit ve olağan işler. sevgiye, şefkate, itaate meyilli yaratılanlarız bu aşikar, zayıfız bu da aşikar, hiç gerek yok öyle tek taşımı kendim ayaklarına. neyse yine kadınlar üzerinden genellemeler yapmayacağım. filmin konusu üzerine konuşacağım. işi normalleştiren ve olabilirleştiren taraf erkeğin nihilist yazarın yani kıza tepki vermesi yada tepkisel olmadan kendiliğinden karşılık beklemeden kızı sevmesi, sevebilmesi. işte zaten böyle bir durumda oldu mu, farkılıkların çekim gücü de girer araya kadınsal zaafiyetlerde, kız aşık da olur bağlanır da öpüşür de... -fragmanda de böyle bir sahne vardı-  lakin anlayamadığım taraf  bir kız kendiliğinden, hiç bir karşıdan birşey almadan nasıl sevebilir "farklı" birini. şimdi düşünüyorum, insan insanı neden sever ki, yakışıklı diye bir adam sevilebilir, ama müslüman-entellektüel tiplemede bir kız -film için galiba böyle- yakışıklı diye sevmez, bend e sevmem yakışıklı diye birini, hem hep dekarlı çıkmışımdır erkeğin yakışıklısı ne demek allah aşkına. erkeğin güzeli çirkini olmaz. neyse bu ayrı bir değerlendirme. üzerinde esrayla bayaa bir tartışmışlığımız mevcuttur. yakışıklılığı attık, bilgisi ilmi içni sevebilir, tamam bu olur işte de bundan da insan kendi değer yargılarına paralellik arar, hani önüme allamei cihan getirseniz george clooney tipinde :) istemem de istemem, marksizmin kitabını yazsın ne olacak, neden etkileyecek ki bunu, tamam gelsin edipler turgutlar kadar güzel şiir yazsın yine aşık olamaz ki insan. ben olmam valla. insan insanın ahlakına aşık olabilir bak, bunu anlarım, ve böyle de olmalıdır, ama dinin inşa ettiği bir ahlakla mekana ve zamana meyledebilecek bir potansiyele sahip aklın ve vicdanın oluşturduğu bir ahlak anlayışı aynı mıdır ki...allah ile temellendirilmemiş bir ahlaka nasıl aşık olur ki allah a inanan bir insan.sadece saygı duyabilirsin...gönül bu denebilir tamamen gönül istediğine konsun da... galiba yazı hiçbir zaman düşündüklerimin önüne geçemeyecek. yani ben cidden anlayamıyorum, hele hele kızların, git birinin namazına aşık ol, sakalına, kara kaşına gözüne, hitabetine, cesaretine de, senden olsun yine...yoksa etkilendiğin şey hayatında olmayan birşey olur. etkilendiğin sevdiğin olursa, sevdiğinde hayatında olan olmazsa, demek ki hayatında olan sevdiğin değil demektir diye bir sonuç çıkar. valla ben çıkardım. herkesin kalbinin çalışma mekanizması farklıdır nihan. tamam öyle olsun sustum.
esranın aldığı karanfiller masada duruyor karşımda. çok güzel kokuyorlar. çiçek almak güzel birşey. ama ben utnaıyorum herkes içinde çiçek almaktan, allah'ım ben neden bu kadar utangacım bazı konularda, ne olacak ki kız arkadaşın sana çiçek almış. işte ne bileyim, üzerimdeki bu toplum baskısını silmeliyim belki de. ama şunu tespit eylediydim toplum baskısı dediğimiz şeyi sonuna kadar destekliyorum, işte deminde beri ahlak dediğim şeyi yaşatıyor bu toplumsal fiiliyat. burası müslüman ülke ulu orta içki içemem, burası müslüman ülke sokak ortasında öpüşemem, bu tür "baskıların" korunmasında işte bu toplumsal ahlakın yaptırımları var, içlere işlemiş bir sesi var. ondan sonuna kadar destekliyorum, herkesin "bir" olduğu birey olduğu, tam bağımsız hükümet olduğu, kimsenin kimseyi takmadığı bir yerde ahlak namına hiçbirşey olmuyor gözlerimle gördüm. nihan yine ahlakı kadın erkek ilişkileri üzerinden değerlendiriyorsun. -kim diyorsa bunu:)- evet değendiriyorum! bu da yeni moda oldu, ahlaklı olmak iyi olmaktır, dürüst olmaktır, yalan söylememek, hırsızlık yapmamak, hakka tecavüz etmemektir. elbette de bunlardır, ama bunun dışında kapsayamadığınız ne kadar ahlaki öğeler varsa, işte onlar olmadan bir toplum oluşturamıyorsunuz. o ilişkileri islamileştirmeden diğer eşyleri düzgünleştiremiyorsunuz, hele mayasında islam olan bir toplumda. ne çok uzattım. karnım acıktı. haiti depremine de çok üzüldüm. israil güya yine yardım ediyorum ayağına organ mafyalığı yapıyormuş. bu kadar zulüm ne olacak merak ediyorum. nereye kadar gidecek.  neyse fazla uzattım edip canseverin bir şiiriyle bitireyim bugünkü saçmalarımı;





Bir aşkı yaşamak, bir aşkınn bilinmesinden bambaşka değil miydi 

Ve bu ikisini ayıran duman, yani bir aşkı bizim yapan 

Bu dumanların hepsi gibi varsın şimdi de 
Acele etme yoksun belki 
Ben herşeyin bir bir yok olmasına o kadar alıştım ki 
Ve her şeyin bir bir varolmasına o kadar alışacağım ki 
Bilirsin neler için çarpmıyor bir yürek. 

haydi durma söyle

Etiketler

40ında 40 kadın (1) aalborg universitet (1) ah muhsin ünlü (2) ahlaksız (1) ahmet altan (1) ahmet kaya (1) ahmet muhip dıranas (1) alanis morisetti (1) andımız kaldırılsın (1) anna (1) arranged (1) aşk risalesi (2) attila ilhan (1) aynalar koridorunda aşk (1) azam ali (1) aziz nesin (1) barcelona barcelona (1) boys over flowers (3) cafe de flore (1) cahit zarifoğlu (10) can yücel (1) cemal süreyya (1) cevdet bağca (1) chaos 2001 (1) cihan aktaş (1) cv (1) dağcılık (1) DE LA FRAYEUR D’ÊTRE PLOMBIER BORGNE (1) dengeler adına (1) devendra banhart (1) documentarist (1) dostoyevski (1) dublörün dilemması (2) dutch chapel (1) dücane cündioğlu (1) edip cansever (1) elif şafak (1) elif şafak siyah süt (2) elveda oblomov (1) erdem beyazıt (6) eren safi (1) ergenekon şerefsizleri (3) eternal sunshine of spotless mind (2) everything must change (1) ey selahaddin (1) farif ferjad (1) fatma barbarosoglu (1) fight club (1) FİLİSTİN (10) filistin hamas islam (2) first lady (1) furkan çalışkan (2) furkan suresi (1) galata konak cafe (1) george benson (1) gökhan özcan (3) görücü usulü (1) hakan albayrak (2) hamlet (1) hayat iman ve cihad (1) ian dallas (1) ibrahim paşalı (1) ibrahim tenekeci (8) ihvani müslim (1) imam humeyni (2) imany (1) ismail kılıçarslan (1) ismet özel (13) izzet şahin (1) kadın (1) kafka (1) kardeş türküler (1) karnak kafe (1) kelam (1) keny arkana (1) killng me softly (1) kitaplarım (1) kolera (1) korkma ben varım (2) küçük prens (1) la haine (1) lale müldür (2) lara fabian je t'aime (1) le trio joubran (1) leman sam (1) leonard cohen (1) leyla ile mecnun turgut uyar (1) majid majidi (1) masal (1) mavi kelebek (1) mehmet efe (2) melek arslanbenzer (1) mızraksız ilmihal (3) mihrimah sultan cami (1) mo ghile mear (1) murat menteş (7) mustafa islamoğlu (2) mustafa kutlu (4) mustafa ulusoy (2) müslüm gürses (1) native deen (1) nazanbekiroglu (1) nazım hikmet (1) necib mahfuz (1) necip fazıl (1) NEDEN AŞK ACISI (1) nietzsche (2) nihat dağlı (1) nikos kazancakis (1) nurettin topçu (1) nurullah genç (1) obama (1) oğuz atay (1) old boy (1) one litre of tears (1) onegin letters (1) oruç aruoba (4) ömer hayyam (1) özdemir asaf (1) pink floyd (1) platon (1) pulp fiction (1) rachel corrie (1) reconstruction (1) samed karagöz (1) sartre (1) satrpialo (1) sezai karakoç (2) sin palabras (1) sonbahar (1) suleyman cobanoglu (1) sultanahmet camii (1) süleyman çobanoğlu (3) sünnet anlayışı şekilcilik (1) şarkılar (28) şıpsevdi sakız (1) taraf (1) tarık tufan (2) tekfurun kızı (1) the best of youth (1) the burning plain (1) tuluhan tekelioğlu (1) turgut uyar (1) tutunamayanların şarkısı (1) uçurtma avcısı (1) utopia (1) varlık ve teklik teoremi (1) vas mandara (1) with one voice (1) yarim senden ayrılalı (1) yavuz selim camii (1) yıldız hamidiye cami (2) yılmaz erdoğan (1) you will never know (1) yök (1) yusufilezüleyha (1) zeynep arkan (1) zeytin'in hayali (1) zorba (1)

Blog Arşivi