"Gece aynadan yansıyordu
ben bununla yetinebilirdim
sen gecenin düğmelerini çözmeseydin eğer.
o narin ellerinle bir çocuğun başını okşar gibi
susarak dokundukların
daha da bir çöküyordu üzerimize şimdi
kokusunu alamadığımız her şey, bilmediklerimiz
bizi daha da pervasızlaştırıyordu.
rüzgara karışmaya meyilli ne varsa
sen onları topluyordun bir yanına
diğer yanına ben sokuluyordum
saçlarının arasından bir yol vardı hiç gitmediğimiz bir yere
sen biliyor gibi yere değen gözlerinle
bakmıyordun hiç o taraflara.
ben ise kıracak gibi bir şeyleri öyle bir itina ile
sen ne dersen kabulum der gibi
geceye şehre ve saçlarına arkamı dönerek
gözyaşlarımla kesiyorum toprağı."
hoş geldiniz nihan hanımcım:)
hoşbuldum :)
ne yapayım dayanamadım