iki çay söylemiştik orda, biri açık
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
hiçbir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
ikinci bir parıltı var senin bakışlarında
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
bir şey var ancak makilerin orada söyleyebilirim
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
uzaklara bir bakışın vardı cafetaryada
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
keşke yalnız bunun için sevseydim seni
an ki fıskiyesi sonsuzluğun
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.