sünnet anlayışımız

her şeyin en iyisini Allah bilir

Sultanahmet firüzağa camii önünde başlayan Beyazıt akbil gişesinde akbil doldurmamızla sona eren tartışmamız.

-hızlı yürüyelim, sünnet ya.

-ay sinir oluyorum böyle şeylere, yok şunu yapalım sünnetmiş, yok böyle sünnetmiş. Sünneti şekilleştiriyorsunuz. Ne demek hızlı yürümek sünnet! Var mı böyle bir şey Allah aşkına. Ne biliyorsun peygamberin hızlı yürüdüğünü?

-öyle nakil ediliyor, peygamberimiz hep öyle tasvir edilir.

-yapma esra, var mı böyle bir şey hızlı yürümek sünnet diye. Bir otur düşün Allah aşkına. Böyle şekle indiriyorsunuz sünnetin anlamı kalmıyor, amacından sapıyor. Nakli düşün bakalım, böyle bir şey olabilir mi? Peygamber tüm hayatı boyunca böyle yapmış olabilir mi? Bu şartlara duruma göre değişecek bir şey. Kimi zaman öyledir kimi zaman böyle. Bunu genelleştirip peygamberin hayatını monotonlaştırıyorsunuz. Robotlaştırıyorsunuz. Peygamber doğdu büyüdü öldü hep hızlı mı yürüdü şimdi! Biz hayatımızda böyle miyiz, yani hep bir şeyi aynı şekilde, aynı düzende yapıyor muyuz? Hayır! E o zaman peygamber de insan bizden ne farkı var, neden o da öyle tek düze yaşasın.

-bu bana hiç ütopik bir şey gelmiyor, olabilir yani. Peygamber öyle yaptıysa bir faydası vardır diye düşünemez miyiz?

-işte bu da pragmatistlik oluyor.

-tamam fayda kelimesi olmadı. Sünneti nasıl uygulayacağız hayata peki?

-ilk önce sünnetin ne olduğunu bilmek gerek. Peygamberin her yaptığı sünnet midir mesela?
Peygamberin insanı eylemlerinden dolayı yaptığı her şeyi hemen sünnetleştiriyoruz, kutsallaştırıyoruz. Nefes alıp veriyor peygamber sünnet mi, uyumak sünnet mi? Sünnet kuranın pratik hale gelmesidir. Unutma peygamber de insan, onun da hayatta tercihleri olabilir. Acı sevmeyebilir mesela, bu demek değil ki bütün Müslümanlar acıdan nefret edecek. O zaman işte peygamberi insanüstü bir varlık haline sokarız, tanrılaştırırız. Bu da akideyle ne kadar bağdaşır sen düşün. Yoksa peygamber hızlı yürümüş yavaş yürümüş bunlar sünnet olur mu allasen!

-misvak kullanmak sünnet uygulamayalım mı yani

-işte can alıcı nokta! Misvak kullanmak mı sünnet, diş temizliği mi? Ama bizim şekilci ve taklitçi anlayış hemen objeyi peygamber eli değdi ya, kutsallaştırıverir. Peygamber dişinin, ağzının temizliğine önem vermiş o devrinde temizlik aleti misvak olduğundan onu kullanmış. Sen bu devirde diş macunu, diş fırçasıyla bunu yapabilir misin, ama misvak kullanmak , misvakı vurgulayarak sünnet diyemeyiz bence. Peygamberler taklit edilmez örnek alınır!

ALLAHU ALEM

her şeyin en iyisini Allah bilir

20 Responses so far.

  1. Adsız says:

    Hâlâ şunu düşünüyorum ki, hızlı yürümek ya da hep aynı şekilde uyumak, ya da belli bir fiili hep aynı şekilde sürdürmek gayet doğaldır. buradaki hızlı yürümeyi telaşlı ve koşar adım olarak algılamıyorum ben, miskin ve ağır ağır yerine ivedi bir yürüyüş stili olarak düşünüyorum.

    Aynı şekilde cami vs. hayırlı yerlere sağ ayağıyla buyururken hela gibi necis yerlere sol ayağıyla girmesi de sizce hayatı boyunce hep aynı şekilde yapması düşünülebilir mi? dediğiniz vakalardandır.

    Sünnet dediğiniz sadece ibadetler çizgisine mi sınırlıdır yoksa bütün bir hayatı kapsayan yaşam biçimi midir?

    Biz biliyoruz ki fıtri bir hareketimizi dahi sünnet niyetiyle gerçekleştirdiğimizde ayakkabımızı giyerken bile sevap puanı kazanabiliriz.

    pekâla firüzağadan lalezara hızlı adımlarla yüründüğümüzde sevabın gözüne vurulabiliriz (:

  2. Adsız says:

    sünnet ibadet izgisine sığdırmak mı dedim ben şimdi, aksine biz sünneti ibadetleşiyoruz bunu kastediyorum ben.. aslında iki namaz arasında yaptıklarınız ibadettir hadisi gereğince aldığımız nefesi ibadetleştirip allah rızası için farzlaştıracağımıza saçma salak sünnetler icat ediyoruz..

    ayrıca derdim peygamberin her yaptığına sünnet demememiz, peygamber yapıyor diye yapabilirsin ama sünnet peygamberin her yaptığı değil kuranın pratik halidir. yani kavramları karıştırıyoruz, her önümüze gelene sünnet diyoruz... yanlış ediyoruzz...

  3. Adsız says:

    "Peygamberimizin yaptığı, konuştuğu, hal ve hareketlerinin tamamına sünnet diyoruz. Öyleyse hayatı boyunca yaptığı her şeye sünnet diyebiliriz."
    sünnetleri farz, vacip, nafile ve adab olanlar olarak kategorize edebiliriz.
    bu bahis için sizi Üstad'ın sünnet-i seniyye risalelerine bir göz atmanızı tavsiye ederim.

    sırf O (sav) kabak sevdiği için hiç hazzetmediğim kabağı sünnet niyetiyle afiyetle yerim.

    He sizin sünnet-i seniye tarifiniz farklıdır onu bilemem.

  4. Adsız says:

    Peygamberimizin yaptığı, konuştuğu, hal ve hareketlerinin tamamına sünnet diyoruz. Öyleyse hayatı boyunca yaptığı her şeye sünnet diyebiliriz."
    sünnetleri farz, vacip, nafile ve adab olanlar olarak kategorize edebiliriz.
    bu bahis için sizi Üstad'ın sünnet-i seniyye risalelerine bir göz atmanızı tavsiye ederim.


    HEYTTT BE BİTTİM BU CÜMLEYE!
    sünnetleri farz vacip nafile olarak kategorize edebiliriz :)

    olay burda bitmiştir esra hanım!

    bunu diyebiliyorsak akide üzerinde tekrar düşünmemiz gerekir diyorum başka birşey demiyorum!

    ama yine diyorum...dediğim tek şey var... sünneti farzlaştırıyoruz farzı sünnetleştiriyoruz.. hem de sünnet olmyan şeyleri sünnetleştirip hatta haddi aşıp farzlaştırarak!!!

    SÜNET PEYGAMBERİN HAYATINDA YAPTIĞI HERŞEY DEĞİLDİR!!! bunun aksi tehlikeli bir yaklaşımdır.. çok zarar verir veriyor da...

    ayrıca bediuzzamanın peygamber anlayışıyla benimkisi aynı değil.. ben peygamberimi binbir mucizesiyle parmaklarından su akmasıyla bir hurmayı onbin yapmasıyla değil KURANI YAŞADIĞI İÇİN KURAN AHLAKIYLA AHLAKLANDIĞI İÇİN SEVİYORUM BİLİYORUM ÖYLE TANIYORUM...

    esselam...

    sünnet tanımına dikkat derim başka bişi demem...

  5. Adsız says:

    O kategorizasyonun sebebi hikmeti şudur hocam;

    diyoruz ya hayatındaki bütün unsurlara sünnet diyoruz diye.

    Farzları yerine getirmek Namaz kılmak da bunlardan biri oruç tutmak, haram yememek vs.
    Bunlara riayet ettiğimizde sünnetin de içinde bulunmuş oluyoruz alt küme hesabı.

    Vacip olanlar, mesela vitrin kılınması.

    Nafileler, ibadetlerdeki farz ve vitr dışındakiler örn namazda kurandan sure okumak farz sübhanekeyi okumak nafile

    adab, yemek yerken camiye girerken vs. uymamız gerek "edep" kuralları.

    farz ve vacipler muhakkak yapmamız gerekli olanlar iken nafile ve adab ise yaparsak sevap puanı toplayıp level atlamamıza sebep olup yapmazsak puantis kaybettirmeyenlerdir.

    ordaki anlam sünnetin farz haline gelmesi değil.

    ayrıca bahsettiğin hususlar mucizat-ı ahmediye risalesinde geçer. ki o risalede amaç kainattan Allah Resulüne sav deliller sunmaktır. (Bunun Mucizat-ı Kuraniye versiyonu da vardır. )

    Ben sana sünnet-i seniye risalelerini salık verdim ki onların dediğin mevzuyla iniltisi yoktur.

    Mucizelere gelince;

    Kur'an-ı Azimüşşan da geçer ki

    şâkkı kamer..

    ila ahir.

  6. Adsız says:

    şakkı kamer i nasıl yorumladığına bağlı.. biz peygamberimizi hriystiyanlarınkiyle musevierinkiyle kıyaslamaya çok hevesli olduğumuzdan senin peygamberin mi daha mucizeli benimki mi yarışına sokuyoruz bu birrr

    iki: ben hangi risalede ne geçiyor bilmiyorum okuduğumu söyledim sadece.. onu da şunu için söyledim bediüzzamnın bakış açısıyla benimki uymuyor.. risale bazında demedim. hangisinde ne yazar bilmem. okuduğum kısmı anlattım..

    o da şunun için: eğer peygamberi böyle mucizelerle anlıyorsak sünnet anlayışımız da muhakkak farklı olacaktır babında.

    üççç: sünnetin farzlaştırılması derken senin dediklerine cevap olarak yazmamıştım.. daldan dala atlayıp genel br degerlendirme babında..

    dörtttt:
    ben peygamberi insan olarak görüyorum... ve onu tüm İNSANLIĞIYLA kuranı yaşadığı için seviyorum..

    beş ve son ve herşeyin özü:

    hadis: eğer benim dediğim kuran'dan bir ayet ise hiç düşünmeden alınız, ola ki kendi fikrimi söylüyorsam bilin ki bende insanım.

    nihan böyle der...şu an kurtlar vadimi izlerken de bunları yazmam ayrı bir mevzu :) abdülhey de sultan diye hayıflanıyor...:)

  7. Adsız says:

    başladı mı yeni bölüm
    :D

  8. ZAksu says:

    Nihannn!!!
    Ben açıkçası senın kastettığın anlayışı sıkıntılı buluyorum.
    Keza;Resulullah(s.a.v.)''üsvetün hasene''dir.YANİ EN GUZEL ÖRNEKTİR.(ahzab-21)
    Keza ;O(s.a.v.)‘Hulukin Azîm’ dir.Yani muhteşem bır ahlak uzeredir.(Kalem, 4)
    Keza;O(s.a.v.)‘Rahmeten li’l alemîn’ dir.(Enbiya-107)
    İşte tam da bu noktada bizden farklı düşünenlere kızmamak,anlayış göstermek için sahabeyi, o eşsiz nesli örnek almalı.
    Sahabeye baktığımızda senin bu kızdıgın anlaşyışta olan da vardı.Daha bi hikmet aramaya çalışan(AKILCI DEMİYORUM:)) anlayış da vardı.
    Bence bu farklılıklar olur,
    olmalıdır,
    ilk nesilde bu hilaflar varsa bizde de elbet olacaktır. Ama tenkit etmek ya da (ya bırak bu nakli işleri kuzum akıl lazım akııııllll:))türünden söylemlerle''farklıyı''ötekileştirmek de olmamalıdır.
    Yani adam halıs bir nıyetle sevap umarak örnek alma adına hızlı yuruyorsa bırak yurusun.Ecrini verir inş. ALLAH.O öyle bakıyordur,ecir bekliyordur neden olmasın ya...ALLAH-u ALEM:)
    Kendı kanaatım de kabak yemegı devmedığım halde kabak yıyıp bundan sevap ummanın pek mantıklı oldugunu kabul etmese de...
    He bu duşuncenın doğurduğu ya da varacağı sıkıntı da ne bilyor musun anladığım kadarıyla.''Hadisleri Kur'an ışığında anlama'' VE ''Böyle bir hadis olmaz kardeşim Kur'an'a ters'' diye kendı kalıbına bakmadan haddi aşma.

  9. fny says:

    ZAKSU'YA

    1-VE ''Böyle bir hadis olmaz kardeşim Kur'an'a ters'' diye kendı kalıbına bakmadan haddi aşma.

    demişsin.. bence hadislerin KURan ışığında değerlendirmesi her müslümanın yapması gerekendir.ben bunda hiç bir sıkıntı görmüyorum. hemen hadis üzerinde düşünme eylemini haddi aşma olarak niteliyoruz. alimlerin sınırları alanına girivermiş oluyoruz dimi! hayır! ben müslümanım ve okuduğum her hadisin kurana uygnluğunu ararım. bu üzerime düşen farzdır! daha iyi bir müslüman olmam için böyle yapmam gerekir.
    ben o şekilde düşünmüyorum haddi aşmak... daha iyi müslüman olmak isteyen hiç kimseye haddi aşma engeli koymamalıyız. kimsenin önüne; bizim ilmimiz neye yetecek, aman hatada bulunmayalım bilmeden şirke girmeyelim, haddimizi aşmayalım gibi engellerle her türlü iman akide ibadet anlayışımızı şeyh murid ilişkisini dönüştürüveriyoruz, bilerek veya bilmeyerek...

    ikiiiiiiiiiii

    farklılıklara karşı değilim..islamın zenginliğidir.. lakin peygamberin her yaptığını kutsileştirmek, hadisler üzerinde kurani düşünme hakkından feragat etmek, işte tüm bunlar Kuranın en temelini hafiften hafiften oymaktır...Allah tek ilahtır ve peygamber onun KULUDUR!
    biz bu şekilde peygamberin her insani hareketine sünnet diyerek hemen fıkhı ve şeri anlam yüklemek peygamberi insanüstülüğüne ister istemez adım adım götürür... asıl sıkıntılı ve tehlikeli olan budur! peygamber yanlış yapmıştır demiyorum, ama yanlış yapabilir diyorum.. işte böyle demem peygamberin yanlış yaptığından değil oğru örnek olmadığından değil.. allah ın her kulu hata üzerine yarattığını kabul etmemdir...
    paygamberi insan olarak gördüğümdendir...

    aslında sadece şunu demek istiyorum:

    hadis: eğer benim dediğim kuran'dan bir ayet ise hiç düşünmeden alınız, ola ki kendi fikrimi söylüyorsam bilin ki bende insanım.


    bence gayet de sağlıklı düşünüyorum.. sıkıntı yok :)

  10. ZAksu says:

    1-haddi aşma!!! masdardı bu yanı sana bir hitap değildi guzel ve özel kardeşim:)))esasında haddi aşmak deseymişim daha ii olurdu ya neyse...
    2-Kuzum inan ki bu işlere girmeden evvel belki senden bile daha katı ve üretkardım.rin ''bilmediklerimi ayağımın altına alsam başım göğe değerdi'' sözlerinin hakikatlerini daha iyi anlıyorum.Hadis ilminın ustadları,nuhhatları hangi elemelere tabı olmuşlar ve hangi sıfatları taşıyorlar bir bilsen rahat rahat böyle diyemezsin gerçekten de...''Bence ,sanırım, kanaatimce,bana sorarsan, görüşüm şu ki ...(ila ahir)Kur'an'a uymuyor.'' ALLAH ALLAH ben Kur'an'ın kaçta kaçını biliyorum,hadi bırak içselleştirmeyı ne kadarını hakkıyla okumuşm ki "cıhk bu hadis olamaz" diyorum.
    Buhari,Müslim vs. Büyük İmamlar masum değildir,elbet hata yapmları mümkündür ama her hadisin altında bişey aramak, ??? bırakmak,şerh düşmek bize yakışmaz. Çünkü biz;“Allah’a itaat edin, Rasul’e de itaat edin.”(Nur-54)ayetinin muhatabıyız.Çünkü biz;“Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, onu orada ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar.”(nisa-13)ayetinin ve benzer bir çok ayetın muhataplarıyız.
    Madem Kur'an ışığında okuyoruz hadisleri,bu ayetleri de gözden kaçırmayalım derim ben.

  11. Unknown says:

    amaaan hepimizz kardeşizz

  12. ZAksu says:

    beklıordm walla böyle bir cvp:)

  13. Adsız says:

    "beklıordm walla böyle bir cvp:)"
    ne demek şimdi bu???

    zaksu hanımcığım, bakış açılarımız farklı olduğumuzdan dolayı tartışmayı sürdürmemek isteşimdendir amaan hepimiz kardeşiz deyişim, sen hangi tarafa yakın olduğunu sorguluyordun ya, hani sanki ben de biraz gelenekselcilik var diyordun, işte ben senin o tarafınla düşünmediğim düşünemediğim düşünemeyeceğim için kestirme yol kullandım. lakin şu ana dek yazdığım herşeyin "orjin kurani" olduğu konusunda gayet iddialıyım;)

  14. ZAksu says:

    orjın Kur'an da guzel ve özel kardeşim;tekrar tekrar diyorum ki ben de ;“Kim ALLAH’a ve RESULUNE itaat ederse, onu orada ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetlere sokar.”(nisa-13)

    ;“Allah’a itaat edin, Rasul’e de itaat edin.”(Nur-54)
    İLA AHİR AYAT...
    Orjın Kur'an :)
    Resulullah (s.a.v) ve da hutbesınde buyuruyor;"Size iki emanet burakiyorum, onlara sarilip uydukca yolunuzu hic sasirmazsiniz. O emanetler, Allah'in kitabi,
    Kur-ân-i Kerim
    ve
    Peygamberin (a.s.m) sünnetidir."




    Ben de orjinimı Kur'an ve onun mubeyyını Resulullah'ın sünnetı olarak almaya çalışıyorum kuzum:)...

  15. Adsız says:

    ayy öyle bi hava verdiniz ki ben sanki diyorum, resulun yolundan gitmeyin diyorum...

    orjin KURAN diyorum başka bişey demiyorum, şu da var ki, orjin kuran ve sünnet olmaz, orjin kuran olur, kuran sünnete uyun der, biz neden sünnete uyarız kuran dediği için.. işte ben bunu demek istiyorum tamı tamına..

    sayesinde beyin fırtınası yaptım be, işe yaradı ;)

  16. ZAksu says:

    hehehe
    kabul ettın
    ben de onu dıorm
    Resulullah'a(s.a.v.) uymamız gerektiğini bize Kur'an öğütluyor

  17. Adsız says:

    he bı de şu var mınnet eder gibı Kur'an dedi die uyuyorum ...Kur an demiş ötesınde pazarlıga luzum yok

  18. Adsız says:

    he bı de şu var mınnet eder gibı Kur'an dedi die uyuyorum ...Kur an demiş ötesınde pazarlıga luzum yok

  19. fny says:

    off ya... işte elestirdiğim bu bakış açısı...

    hemen peygamberle hadisle ilgili bişey oldu mu, ne o öyle minnet eder gibi, haşa, nasıl deriz...

    evet kuran dedi diye uyuyorum, ama bu minnet anlamına gelmez, aksine çok güzel bir noktayı yakaladım ben ya.. şu an kendimle gurur duyuyorum... fıkıh kitaplarına yeni bi soluk kazandıracak şeyler söylüyorum :)

    cidden çok tuttum bu son önermemi...

    halen orjin kuran diyorum ;)

    aslında ben felsefe yapıyorum, kelamın kurana zarar vermemesi için bu kadar dil döküyorum... sünnet ve kuran orjinli demek yerine... kurandaki sünnet demeyi, sünnete kuran şartı koymayı tercihliyorum...

    ve bence gayet de iyi ediyorum :)

    ama neyse cok uzadı bu tartışma, ben inadımdır, pek kolay kolay değiştirmem görüşümü, ondan

    HEPİMİZ KARDEŞİZ diyeyim ve bitireyim...

  20. ZAksu says:

    ben de şunu dıyorum sadece nıhan sana asla katılmamakla beraber en doğruyu ne ben bilirim
    ne sen
    ALLAH u ALEM
    --- yaşasın Kur'an ve sunnet eksenlı yaklaşım---

haydi durma söyle

Etiketler

40ında 40 kadın (1) aalborg universitet (1) ah muhsin ünlü (2) ahlaksız (1) ahmet altan (1) ahmet kaya (1) ahmet muhip dıranas (1) alanis morisetti (1) andımız kaldırılsın (1) anna (1) arranged (1) aşk risalesi (2) attila ilhan (1) aynalar koridorunda aşk (1) azam ali (1) aziz nesin (1) barcelona barcelona (1) boys over flowers (3) cafe de flore (1) cahit zarifoğlu (10) can yücel (1) cemal süreyya (1) cevdet bağca (1) chaos 2001 (1) cihan aktaş (1) cv (1) dağcılık (1) DE LA FRAYEUR D’ÊTRE PLOMBIER BORGNE (1) dengeler adına (1) devendra banhart (1) documentarist (1) dostoyevski (1) dublörün dilemması (2) dutch chapel (1) dücane cündioğlu (1) edip cansever (1) elif şafak (1) elif şafak siyah süt (2) elveda oblomov (1) erdem beyazıt (6) eren safi (1) ergenekon şerefsizleri (3) eternal sunshine of spotless mind (2) everything must change (1) ey selahaddin (1) farif ferjad (1) fatma barbarosoglu (1) fight club (1) FİLİSTİN (10) filistin hamas islam (2) first lady (1) furkan çalışkan (2) furkan suresi (1) galata konak cafe (1) george benson (1) gökhan özcan (3) görücü usulü (1) hakan albayrak (2) hamlet (1) hayat iman ve cihad (1) ian dallas (1) ibrahim paşalı (1) ibrahim tenekeci (8) ihvani müslim (1) imam humeyni (2) imany (1) ismail kılıçarslan (1) ismet özel (13) izzet şahin (1) kadın (1) kafka (1) kardeş türküler (1) karnak kafe (1) kelam (1) keny arkana (1) killng me softly (1) kitaplarım (1) kolera (1) korkma ben varım (2) küçük prens (1) la haine (1) lale müldür (2) lara fabian je t'aime (1) le trio joubran (1) leman sam (1) leonard cohen (1) leyla ile mecnun turgut uyar (1) majid majidi (1) masal (1) mavi kelebek (1) mehmet efe (2) melek arslanbenzer (1) mızraksız ilmihal (3) mihrimah sultan cami (1) mo ghile mear (1) murat menteş (7) mustafa islamoğlu (2) mustafa kutlu (4) mustafa ulusoy (2) müslüm gürses (1) native deen (1) nazanbekiroglu (1) nazım hikmet (1) necib mahfuz (1) necip fazıl (1) NEDEN AŞK ACISI (1) nietzsche (2) nihat dağlı (1) nikos kazancakis (1) nurettin topçu (1) nurullah genç (1) obama (1) oğuz atay (1) old boy (1) one litre of tears (1) onegin letters (1) oruç aruoba (4) ömer hayyam (1) özdemir asaf (1) pink floyd (1) platon (1) pulp fiction (1) rachel corrie (1) reconstruction (1) samed karagöz (1) sartre (1) satrpialo (1) sezai karakoç (2) sin palabras (1) sonbahar (1) suleyman cobanoglu (1) sultanahmet camii (1) süleyman çobanoğlu (3) sünnet anlayışı şekilcilik (1) şarkılar (28) şıpsevdi sakız (1) taraf (1) tarık tufan (2) tekfurun kızı (1) the best of youth (1) the burning plain (1) tuluhan tekelioğlu (1) turgut uyar (1) tutunamayanların şarkısı (1) uçurtma avcısı (1) utopia (1) varlık ve teklik teoremi (1) vas mandara (1) with one voice (1) yarim senden ayrılalı (1) yavuz selim camii (1) yıldız hamidiye cami (2) yılmaz erdoğan (1) you will never know (1) yök (1) yusufilezüleyha (1) zeynep arkan (1) zeytin'in hayali (1) zorba (1)

Blog Arşivi